Merhaba sevgili okurum, takipçim.
Bir süredir bloguma yazmıyordum. Bu gece resmen canım çekti.
Bildiğin gibi Zararsız Yaşam başlığı altında profesyonel koç, yin yoga eğitmeni ve meditasyon kolaylaştırıcısı olarak hizmet veriyorum. Bu disiplinlerle ilgili eğitimlerimi 2017 itibariyle zenginleştirmeye devam ediyorum.
2022 Eylül’de bir sangha grubunun okuması için meditasyon hocam bana profesyonel bir çeviri işi verdi. Bir yayınevi tarafından basılmayacak yani, bu gruba paylaştırılacak. 2023 Ocak’ta teslim ettim bu nefis kitabın çevirisini. Konu Budizm’in Batı’ya gelme hikayesiydi.
Çeviriyi bitirip teslim ettiğim an itibariyle önümde bir boşluk açıldı. Bu ara koçluk danışanlarım az, yoga ve meditasyon dersleri de beklemede. Bu nefis boşluğu uzun süredir yazmaya gayret ettiğim Kabuk adlı kitabıma odaklanmaya adadım.
Ah, sevgili okuyucu, bunun benim için anlamını, kıymetini bir kelimelere dökebilsem. Bu boşluğun rahatlığının. Bu inancın. Bu zevkin. Bu şaşkınlığın. Bu alışılmışındışındalığın.
Çünkü ben “yapmadan” rahat edemeyenlerdenim. Olma hali, bırakma hali öyle büyük bir meydan okuma hali ki benim için. Çok sevgili hocam Yeşim Cimcoz, yazamamak da yazmanın bir parçası demiş bir söyleşisinde. Ayrılık da sevdaya dahil dizesi gibi. Her gün düzenli bir şekilde yazamayabiliyor insan. Ama yazmaya uyanma disiplininin bir parçası o yazamamalar. Çünkü artık bir kere söz vermişsin kendine. Bir sözleşme yapmışsın kendinle. Bir disiplinin içine sokmuşsun kendini. Ara vermeyi, ama pes etmemeyi öğren der sporcular. Her yapamadığımızda, her zorlanmada, her yorgunlukta “olmuyor, vazgeçiyorum” dersek, cebimizde pek çok yarım kalmış kutu birikiyor. O kutuları doldurabilmek için biraz tek tek ele almak ve kaldığımız yerden doldurmaya devam etmek gerekiyor. Yine yenil, daha iyi yenil.
Kabuk adını verdiğim kitabım, kendi hayat hikayem aslında. Ama bir otobiyografi de sayılmaz salt. Bunları bunları yaşadım ah ne günlerdi diyip bırakmıyorum. Ayrıca hayat hikayemi yazmamın bir sebebi var. Zor bir çocukluk geçirdim. Kendimi bulma yolculuğuna çıkmam kolay olmadı. Ancak başardıklarım oldu. Başardıklarım, toplumun bize dayattığı “başarılar” değil. Vazgeçebilmeler, yeniden başlayabilmeler, geride bırakabilmeler, bazı şeylerin üstüne gitmeler, çalışmalar, inançlar, sevgiler, saygılar, öz gözlemlemeler ve nicelerini içeriyor. Kendin olma yolculuğu aslında. Ve bu yolda bana neler iyi geldi. Yoga. Tamam da nasıl, neden. Meditasyon. Nesiyle. Ada. Ne şekilde. Yalnızlık. Ne anlamda. Yazmak. Niçin. Direnmek. Neye. Çok çalışmak. Ne konuda. Yavaşlamak. Ne gibi.
Kabuk oluşturdum, zırhla kaplandım, koza ördüm. Elbette yapacaktım. Sonra kabuğu atma, zırhı bırakma, kozadan çıkma vakti geliyor. Bunları paylaşmak için yazıyorum seninle, sevgili takipçi.
Ve çok ama çok heyecanlıyım. Kabuk seninle buluştuğunda aklımı oynatmazsam iyi 🙂
Şimdilik bu kadar. Benimle mindfulness temelli koçluk seanslarında buluşmak, yin yoga yapmak, meditasyon denemek istersen, e posta yazabilirsin. Instagram DM de çalışır 🙂